1 Mayıs 2017 Pazartesi

Eylül Çıkmazı Kitap Yorumu






Kitabın Adı: Eylül Çıkmazı

Kitabın Yazarı: Aslı Karabulut

Yayın Evi: Ephesus Yayınları

Sayfa Sayısı: 511

Benim Puanım: 5.0 - 5.0






Eylül Çıkmazı

Arka Kapak

NEFES NEFESE BİR İLK BAKIŞ...
TEHLİKELİ BİR YAKINLAŞMA...
KALPLERE DÜŞEN TUTKULU BİR AŞK...

Sakin hayatı bir gecede beklenmedik bir hızla değişen Eylül için aşk, mavi gözlerinde tehlikeler barındıran aynı zamanda ona tutkuyu vadeden adamdan ibaretti.

Ölümü her an ensesinde hisseden Poyraz, siyah parıltıların dans ettiği kuytu yeşilliklerle buluştuğunda, artık her şey için çok geçti. Direnmeye çalışsa da benliğine usulca sızan aşk, tüm savunmasını paramparça etti.

Zaman ilerledikçe güz yüzüne çıkan tehlikeler, bir nefes kadar yakınlarında dolaşırken, iki aşık zorlu bir sınava tutulacaktı...

POYRAZ, EN BÜYÜK KORKUSUYLA YÜZLEŞTİĞİNDE, VERDİĞİ SÖZLER YERİNE GETİRİLEBİLECEK VE EYLÜL'Ü HAYATTA TUTMAYI BAŞARABİLECEK MİYDİ?



Benim ilk Aslı Karabulut kitabımdı. Okuduğum yorumlar sayesinde kitap hakkında beklentilerim açıkcası bir hayli yüksekti. Beklentilerimi karşıladı mı? Kesinlikle. Kitap çok güzeldi. Karakterler, konusu, iç kapak, dış kapak müthişti. Hele Poyraz karakteri... Özellikle romantik kitaplarda bu tarz alfa erkekleri çok seviyorum. Baskın karakterli ancak sevdiği için her şeyi yapan erkekler yani bu kitap için Poyraz... 


Poyraz'dan hoşlandığını sanıyordum."
Onun adını ikinci kez duymuş olmak, kalbimin hem heyecanlanmasına hem de acımasına neden oldu. 
Uras basit bir hoşlanmak eyleminde bahsetmişti.Oysaki Eylül'ün hissettiği şey çok derindeydi.
Kalbinin merkezinde, tenindeki her noktada, aklının tamamında...
Dile getirmeye bile korkuyordu. Poyraz'a aşık olduğunu söylememeyi tercih etmesi, canını daha fazla yakmak istememesindendi.


Eylül''ün Poyraz'la tanışması ve onun ilk karşılaşması bir silahlı saldırı sonrasında gerçekleşmişti. Eylül'ün bu işte parmağı olduğu düşüncesi tedbir amaçlı onuda alıp eve gidilmişti. Eylül'ün bu saldırıyla bir ilgisi olduğunun öğrenilmesinden sonra Eylül serbest bırakılır ancak ilk bakışta hissedilen duygu ve Poyraz'dan etkilenmesinden dolayı Eylül istemese de eve gider. 

İntikam amaçlı yapılan Menderes'e yapılmak istenen diğer saldırının da hedefi Eylül olunca koruma ve Poyraz'ın da aklında Eylül'ü çıkaramaması sebebiyle Eylül Poyraz tarafından alı koyulur.

Hikayenin bu kısmında Poyraz'ın Eylül'ü tehlikeli hayatına dahil etmeme ve aşkıyla olan mücadelesini okuyoruz. Bu kabulleniş ve aşka teslim olma aşamasını yazar çok güzel işlemişti. 

Eylül'ün aşkı için mücadelesi, Poyraz için katlandığı zorluklar ve fedakarlık...

Kitapta aşk, şefkat, tutku ve nice duygu çok güzel işlenmişti. Birbirlerini kabullenme ve her şeye rağmen aşkın zaferi aceleye gelmeden ama fazla sıkmadan akıcı bir şekilde işlenmişti. 

Kitap kesinlikle tavsiyemdir. Okuyun, Okutun!

Pucca Günlük 6: Şimdi Biz Neyiz?






Kitabın Adı: Pucca Günlük 6: Şimdi Biz Neyiz?

Kitabın Yazarı: Pucca

Yayın Evi: Dex Plus

Sayfa Sayısı: 246

Benim Puanım: 3.5 - 5.0






Pucca Günlük 6: Şimdi Biz Neyiz?
Arka Kapak

"Yaşarken hiç komik değildi..."
Blogger'ların atası,
Monçiçi bakışlı,
Zalım stalker,
Fake evliya PuCCa sunar!

Bir blog yazıp hayatı değişen, hatta o hayattan bir de film yapılan, geçmişinden kaçarken bile yine ona sığınan PuCCa, çok acı çekti, inanılmaz eğlendi, hep yanlış kişilere aşık oldu, çok çalıştı, bazen aç uyudu, böbreğini satmayı bile düşündü, gün geldi hayvanlar gibi para saçtı, inanılmaz güzel dedikodu yaptı, kaymak gibi işin içinden sıyrıldı, sürekli burnunu boka batırdı, çok gezdi, çok sarhoş oldu, tek gözü kör bir köpeği evlat edindi, hayal ettiği eve taşındı sonra pişman oldu, çok kınadı ve hepsini tek tek yaşadı.
Şimdi de, neredeyse hiç tanımadığı ama bütün acılarını ezbere bildiği bir adamla evlenecek... Ve sonunda ilk kez mutlu sona ulaşacak... mı acaba?



Arka kapak yazısında gördüğümüz gibi bu kitapta eşi Osi'yle tanışma hikayelerini, nasıl bir evlenme teklifi aldığını, düğününü nasıl yapmaya karar verdiğini okuyoruz. Tabi bu süreçte neler yaşandığını da detaylı olarak öğreniyoruz. Tanışmaları, evlilik teklifi, düğün kısacası her şey çok hızlı bir şekilde ilerliyor. Pucca gibi bizde kitabı okurken süreçte çok hızlı ilerliyoruz.

 Genelde günlük tarzı kitapları sevmem ancak Pucca'nın kitaplarındaki bir şey sizi içine çekiyor ve ne ara başlayıp ne ara kitabın bittiğini fark etmiyorsunuz. 


Ben eğlenerek, keyifli bir şekilde okudum. Puanımın böyle olmasının sebebine gelirsek bu kitapta diğer kitaplarda olan içtenlik sanki yoktu. Evet Pucca her zamanki gibi yine açık sözlüydü. Ancak tam keşke burada biraz daha detay olsaydı dediğim yerlerde o detaylar yoktu. o yerlerde de biraz kitaptan kopukluklar oldu benim için. 

Bu tarz kitap severlere tavsiyemdir.

8 Nisan 2017 Cumartesi

Yorgun Hayaller Kitap Yorumu





Kitabın Adı: Yorgun Hayaller

Kitabın Yazarı: R. K. Lilley

Yayın Evi: Aspendos Yayın Evi

Sayfa Sayısı: 416

 Benim Puanım: 4.0 - 5.0







YORGUN HAYALLER
Arka Kapak


"Şimdi anlıyorum, seninle tanışmadan önce aşk hakkında hiçbir fikrim yoktu. Oysa, bizimkisi aşktı; aşk insanın hayatını zorlaştırmıyormuş, asla seninle olduğum zamanlar gibi mutlu olmadım ve bu zamanların nasıl geçtiğini anlamadım. Benden vazgeçmeni kaldıramam, ben de senden vazgeçemem. Gülüşünü seviyorum, dürüstlüğünü seviyorum, sadık olmanı seviyorum, espri anlayışını seviyorum ve sen şaka yaptığında gözlerinde oluşan ışığı seviyorum. Sanırım en çok da bunu seviyorum, sana ihtiyacım var. Sanırım bu bir uyarı, bir şekilde senden kolay vazgeçeceğimi düşünüyorsan şaşırmış olmalısın, toparlan sevgilim, öyle ya da böyle seni yeniden kazanacağım."




Kitap öncelikle beklentilerimi fazlasıyla karşıladı. Havada serisindeki gibi hareketli değildi ve bence bu durağanlığıyla çok güzeldi. Danika'nın naifliği, kırılganlığı ve dobralığını çok sevdim. Çoğunlukla kadın karakterlerle aram pek iyi değildir ancak Danika'yı sevdim. Zaten Tritan'ı sevmemek gibi bir durum olamazdı. Tamam birazcık pislik olabilirdi. Ama bu davranışlarının altındaki temeller şuan için beni tatmin etti diyebilirim.



Gülümsedi. "Beni tutuklayacaklarını bilsem bile yine de yapardım bunu. Bil ki, her zaman arkandayım Boo. Her zaman."
Sözlerinden etkilenerek elini sıktım, bu sözler bana çok dokunaklı gelmişti.


Danika bakıcılık yaptığı evin sahibinin Tristan'ı evinde bir süre misafir etmesiyle karakterlerimiz birbiriyle tanışıyor. İkisinde ilk görüşte birbirlerinden etkilense de karşılıklı olarak uzak durmaya çalışıyorlar. 
Danika tam bir ilişki insanıyken, Tristan günü birlik ilişki peşindedir. Bu durumu bir süre daha götürmeye kararlı olan kahramanlarımız bununla ilgili bir yazılı anlaşma bile yaparlar. Fakat umdukları gibi olmaz ve birbirlerine duydukları güçlü çekime daha fazla karşı koyamazlar.




Ben ona düşkündüm ama o bana değildi. Onu yukarıda, sahnede görmek puzzleın tüm parçalarını birleştirip ona uzaktan bakmak gibiydi. Bu gerçek yüzüme tokat gibi çarpıyordu. Biz sadece bir tartışma yaşamadık. O sadece kızgın olduğu için ayrılmadı.
Bana aşık değildi.


Bir süre bu birlikteliği isim vermeden devam ederler. Ancak Danika'nın içinde tutmakta zorlandığı duyguları dışa vurmasıyla Tristan kendini geri çeker. Bu durum Danika'nın kendine olan güvensizliğini depreştirirken, Tristan'ın da kendi duyguları hakkında bir farkındalık kazanmasını sağlar. Bir süre devam zorlu ayrılık süreci Tristanların sahne aldığı yere Danika'nın gitmesiyle ve Tristan'ın onu kıskanmasıyla sona erer. 

Tristan duygularını hala dışa vurmazken bunu Danika'ya hissettirmeye çalışır. Burada Tristan'ın geçmişine ve ilişkilere olan güvensizliğinin sebebini öğreniyoruz ancak spoiler olacağı için söylemiyorum :).




Beni üzmek istemediğini her zaman söylerdi fakat anlamadığını gördüğüm şey benim aşkımdı. Bu acıların en kötüsüydü.


Tristan ile gittiği bir partide Danika eski sevgilisiyle karşılaşır. Durum fark eden Tristan söylememesi gereken sözler söyler. Söylediği an pişman olmasına rağmen söz ağızdan bir kere çıkmış ve durum Danika açısından çok zor bir noktaya gelir.

Kitap çok akıcı ve kesinlikle çok güzeldi. Tavsiyemdir. Okuyun, okutun!




Çilek Mevsimi Kitap Yorumu

       



Kitabın Adı: Çilek Mevsimi

Kitabın Yazarı: Burcu Büyükyıldız

Yayın Evi: Ephesus Yayınları

Sayfa Sayısı: 510

Benim Puanım: 5.0 - 5.0







ÇİLEK MEVSİMİ

Bir tarafta hayatının kontrolünü elinde tutmayı seven, güçlü, yakışıklı, geçmişini ardında bırakmaya çalışan, bu uğurda mücadeleler veren ve gizemli bir adam Yağız İlhanlı. 

Diğer tarafta güzelliği, neşesi ve masumiyetiyle etrafındaki her erkeği büyüleyen, mutlu ve kusursuz bir hayat yaşayan Mira Aras.



Hikaye Mira'nın oğluyla nam-ı  diğer tosun paşayla kafede bulunmasıyla başlıyor ve biz bu sahnenin ardından geçmişe her şeyin başladığı ana gidiyoruz. Yağız, Mira'nın kafesine kahve içmeye gelir ve ilk göz göze gelişin ardından çiftimiz birbirinden etkilenir. Mira Yağız'ın içinde bulunduğu durgunluktan kurtulması için Yağız'ın istememesine rağmen kahvenin yanında çilekli tartından götürür ve Yağız bu hareketten ve Mira'nın saf güzelliğinden etkilenir. 

Yağız allak bullak olmuş ve Mira'yı yeniden görme dürtüsüyle mücadele içine girmiş ancak kendini her defasında Mira'nın yanında buluyordur. Mira da Yağız'dan farksız değildir kendini bu yabancı ve gizemli adama kaptırmak üzeredir. 

" Ah be Mira'm!" diye fısıldadı Yağız onu kendine doğru çekip kalbine bastırdığı elini avuçlarına alırken. "Seni içimde saklamak, herkesten korumak istiyorum. En çok da kendimden."
"Neden?"
"Çünkü ben, beyaz atlı prens değilim. Ama hani o gerçekleşmesini beklediğin duygular var ya... İçimde onlardan daha çok daha yakıcı bir şeyler olduğuna eminim."
Mira gözleri kapanırken bilmiş bir şekilde gülümsedi. "Ben bunu biliyorum artık, Yağız," dedi dudaklarını adamın tenine bastırırken. "Senin de kabullenmeni bekliyorum."
Genç kız hafifçe esnedi. Yağız gülerek başını iki yana sallamış, elleri belinde dolaşırken dudaklarını alnına değdirmişti. "Kalbim çoktan kabul etti sanırım," dedi sessizce.

Yağız geçmişi her ne kadar ardında bırakmaya çalışsa da o peşini bırakmamıştı. Mira'ya olan sevgisini kabullenip evlenmişti ancak şimdi daha büyük bir sorun vardı o da Mira'nın hayatı. Mira'yı geçmişinden ve başına gelebilecek her şeyden korumaya niyetli Yağız Mira'yı terk eder ancak Mira'nın o zaman hamile olduğundan haberi yoktur. 

Yağız büyük problemleri çözmeye ve belki de içinde tuttuğu son ümitle Mira'ya kavuşabilmek için Mardin'e olayların başladığı yere gider...

Bu sırada Mira Yağız'ın gidişiyle ve hamilelik haberinin yaşattığı duygularla mücadele etmeye çalışır. 

bu sahnelerde flashbacklerin olmasıyla biz aslında Yağız'ın iki yıl kadar sonra kendini  affettirmek ve geçmişte yaşana her şeyi anlatmaya çalışmaktadır. Ancak Yağız'ı da bekleyen sürprizler ve zorluklar vardır. 



"Hala süslü lafların adamı değilim. Ben seni kelimelerle değil..." Onun boştaki elini tutup kendi kalbinin üzerine koydu. 
"Şuramla seviyorum. sözcüklere dökebiliyorsam eğer, bundan memnunum."

Yağız kendini Mira'ya affettirmek için çabalıyor ve gitmesinin ardındaki nedenleri mantık çerçevesine oturtmaya çalışır. Ancak o yokken Mira'nın yaşadıklarını öğrenmek onun içinde kolay olmayacak ve Yağız'da bununla mücadele etmek zorunda kalacaktır.

Romantik kitap deyince benim için akan sular durur. Her romantik kitabı da sevmem tabi ki. Bunun içinde gerçek aşk olmalı, bol aksiyonlu ve gerçekçi olması da gerekir. İçinde tutku. aşk, heyecan, aksiyon, mizah olmalı. Tabi karakterlerde Yağız İlhanlı gibi yakışıklı, güçlü ve delicesine aşıksa o kitap okunur. 

Kitap kesinlikle tavsiyemdir. Okuyun, okutun....

7 Nisan 2017 Cuma

Daima Aşk Kazanır kitap yorumu







Kitap Adı: Daima Aşk Kazanır

Yazarın Adı:  ASUDE

Yayınevi:  Ephesus Yayınları

Sayfa Sayısı: 544

Benim Puanım: 5.0 / 5,0






DAİMA AŞK KAZANIR

Herkese Merhabalar,
Blog sayfamın ilk kitap yorumunu en sevdiğim yazarlardan biri olan ve onun en sevdiğim kitabıyla yapmak istedim.
Bu kitaba olan sevgimi kelimelerle ifade etmek biraz zor. Asude'nin kalemini çok sevdiğimi her zaman söylemişimdir. Oluşturduğu karakterler çok etkileyici, özellikle erkek karakterler! Birbirinden yakışıklı ve güçlü erkekler ve onları dize getiren naif oldukları kadar güçlü kadın karakterler...

Daha önce Pabucumun Ajanı serisinde ve Dikkat Aşk Çıkabilir kitabında karşılaştığımız Tekin Soyönder 'in hikayesinin anlatıldığı kitaptır.

Kitabın konusuna gelirsek;
Kitapta kadın karakterimiz Rüya, kuzenin onu yanlış yönlendirmesiyle babasının iflasına neden olduğu kişiyi Tekin olarak öğrenir ve ondan intikam almak için Tekin'in sahibi olduğu otele kalmaya gelir. Otele gelmesiyle Tekin'in dikkatini çeker yalnız bu iyi yönde değildir. Rüya ile kuzeni Aylin'in yaptığı başarısız intikam planında hiç akla gelmeyen planlanmamış olaylar gelişir ve Rüya ile Tekin yakınlaşırlar. hikaye burada ileriye alınır ve yaklaşık iki yıl sonrasına gider. burada rüya artık yalnız değil bir kızı vardır. evet bu kız Tekin'in kızıdır. Rüya ailesini karşısına alma pahasına kızını doğurur.

Tek başına verilen mücadele ve zor hayat şartları yüzünden çareyi Tekin'in yanına gitmekte bulur ve asıl hikaye burada başlar..

Ben daha fazla spoiler vermek istemem açıkçası ama okunması gereken romantik kitapların başında geldiğini düşünüyorum...

Yazarın dili çok akıcıydı. Kitapta yer yer mizahi yönün ağır olarak basması beni kitaba çeken şeylerin başında geldi.Kitapta hem Tekin'in hem de Rüya'nın iç dünyasına, duygu ve düşüncelerine bakıyoruz.

Kitap tavsiyemdir, okuyun, okutun.....